Paylaş |
|
Tweet |
Etrafı dağlarla çevrili olduğu için Cumhuriyet döneminde pek gelişme fırsatı bulamayan Mudurnu yapılaşması kısıtlı olduğu için eski sokaklarını ve evlerini muhafaza etmiş. Mudurnu sokaklarını dolaşırsanız Osmanlı döneminde burasının önemli bir şehir olduğunu tahmin etmekte güçlük çekmezsiniz.
Daracık sokakları, ahşap destekli kerpiç evleri ve hala ayakta duran ihtişamlı camileri sizi eski devirlere götürür. İpek yolu üzerinde olduğu için Osmanlı döneminde önemli bir şehirdir. Buradaki Yıldırım Beyazıt Camii ve hamamını görünce şehrin o zamanki büyüklüğü hakkında fikir edinebilirsiniz.
Mudurnu’nun neyi meşhur derseniz, bence Türkiye’nin en iyi pişmaniyesi olan Saray helvası ve kaplıcaları derim. Merkezde bulunan Yıldırım Beyazıt hamamı, halk arasında meşhur Babas kaplıcası ve son yıllarda yapılan Sarot kaplıcası ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Ziyaretçi akınına uğrayan bir yer de Şeyhul İmran Türbesidir. Temmuz ayının ilk haftasında bayramı yapılır. Ziyaretçilere etli pilav dağıtılır, mevlit ve Kuran okunur.
Mudurnu’nun bir özelliği de piliç sektörünün buradan Türkiye’ye yayılmasıdır. Gerçi ilk kurulan tavuk firması iflas etmiştir ama meşaleyi diğerleri devralmıştır. Bugün Mudurnu ve çevresi tavukçuluğun başkentidir. Mudurnu, Göynük, Bolu ve Beypazarında Türkiye’nin en büyük tavuk firmaları bulunmaktadır.
Mudurnu’ya giderseniz Göynük’te bulunan Akşemsettin Hz. Türbesine de ziyarette bulunabilirsiniz. Veya kısa yoldan Abant’a gidebilirsiniz.