Eskişehir’de ne yenir nereler gezilir

Haşhaşlı çörek Eskişehir
Paylaş
 

Uzun süredir planladığımız trenle Eskişehir gezisini geçen hafta sonu gerçekleştirdik. 4 aylık bebekle şehir dışı gezisi bir takım riskler barındırıyordu ama sorunsuz ve güzel bir gezi oldu.

Tren biletlerimizi birkaç gün önce aldık ve Cumartesi sabah 6:20 trenine bindik. Ankara’da güneşin batışını ve doğuşunu yüksek binalar nedeniyle görmek zor. Sabahın ilk ışıklarında trenle yol alırken Ankara’nın üzerinde yükselmeye başlayan güneş bizi yola uğurluyordu.

Hızlı trenlerin devreye girmesi Ankaralılar için yakın şehirlere günübirlik gezi imkanlarını kolaylaştırdı. Gidiş dönüş bileti alınırsa sadece 24,5 TL’ye ve 1,5 saatte Ankara’dan Eskişehir’e gayet konforlu bir yolculuk yapabiliyorsunuz.

Eskişehir tren garında indikten sonra bir bakkaldan 8 küsür liraya 3 tane Eskart alıp tramvaya bindik. Eskart ile hem tramvaya hem de belediye otobüslerine binilebiliyor. Engellilerin binebileceği yer var, oradan bebek arabası ile tramvaya bindik ve Odunpazarı’na gitmek için Mustafa Kemal Lisesi durağında indik. Tramvay yolculuğu yaklaşık on dakika sürdü.

Güney yönüne doğru yürüyerek Hicri Sezen Parkı’na geldik. Bu parkta bebek bakım odası bulunuyor. Bebeğin her 2-2,5 saatte bir beslenmesi ve alt değiştirilmesi gerektiğinden bir günlük gezimizde buraya birkaç kez uğradık.

Odunpazarında gezilecek yerler

Hicri Sezen Parkı Odunpazarında gezilecek yerlerin hemen yanı başında bulunuyor. Etrafta hediyelik eşya satan yerler, kafeler ve yöresel yemekler satan kafe-lokanta tarzı yerler var. Burada Tiryakizade Camii dikkatimi çekti. Çok güzel şekilde restore edilmiş caminin altı kıraathane yapılmış. Ama bildiğimiz kıraathaneler (iskambil oyunu oynanan yerlerden değil) gibi değil. İçerisi kütüphane gibi ve çay servisi de var. Ayrıca ücretsiz internet var.

Bu şekil cami altı kitap okuma yeri konsepti gayet hoş olmuş. Gerçi kitaplar biraz eski dönemlere ait gibi görünüyordu ama yine de öğrencilerin bolca bulunduğu, gezdiği Odunpazarında bu tip bir yer güzel olmuş.

Eskişehir Odunpazarı evleri

Odunpazarı evleri

Kahvaltımızı Odunpazarında yaptıktan sonra biraz yukarıya doğru çıktık. Ahşap Sanatları müzesi ilgimizi çekti ve girdi. Giriş ücreti erkekler için 3 TL, bayanlar için 2 TL. Müzede gayet güzel ahşap heykeller var. Girişte sağda eblehçe gülümseyen bir adamın heykeli var. Çinli birisi yapmış. Bu şekil değişik ifadeli heykeller benim hoşuma gidiyor. Biz bu güne kadar komutan ve devlet adamlarının heykellerine alışmışız. Onların da yüzlerinde hep sert ve ciddi ifade var. Bu müzedeki ahşap heykellerin yüzlerinde ise çok anlam çıkarabileceğiniz ifadeler var.

Eskişehir ahşap sanatları müzesi

Ahşap sanatları müzesinden bir heykel

Örneğin Koreli bir sanatçının yapmış olduğu bir çift insanın heykelleri beni epey düşündürttü. Kadının yüzünde mutsuzluk ve sıkıntı vardı, yanındaki adamın yüzünde de sıkılma ve memnuniyetsizlik vardı. Adamın elinde bir buket çiçek vardı. Bir süre acaba bu ne anlatıyor diye düşündüm. Müzede gayet ilginç ve farklı heykeller var.

Ahşap heykellerin olduğu müzenin karşısında Eti Göz müzesi var ama tadilattaydı, ona giremedik. Kurşunlu Camii’ne doğru yürüdük. Sokaklarda bolca el sanatları ve aksesuar satan dükkanlar var. Kurşunlu Camii’nin avlusuna girerken zorlandık çünkü bebek arabası için rampa yok. Merdivenler var sadece.

Kurşunlu Camii’nin çevresindeki tarihi yapılar takı dükkanlarına dönüştürülmüş. Bir tarafta lüle taşından yapılma takılar ve tespihler var, yanındaki dükkanda ise ebru ve yazma türü eserler var. Buraya turistler epey ilgi gösteriyor. Biz de birkaç parça bir şeyler aldık.

Eskişehir Lületaşı müzesi

Lületaşı eserler

Çevrede gezdiğimiz tarihi konakları tek tek saymayacağım. Bunların bazıları otellere dönüştürülmüş. Odunpazarında tarihi doku çok güzel bir şekilde turizme kazandırılmış, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Çevrede daktilo müzesi gibi birkaç müze ve çarşı daha vardı ama gezimiz günübirlik olduğu için buralara vakit ayıramadık.

Odunpazarında yöresel yemek yapan lokantalar ve Eskişehir’e özgü yiyecekleri satan yerler var. Lokantalarda çiğ börek ve Tatar mantısı satılıyor.

Bu yörede eskinin favori yiyeceklerinden olan haşhaşlı çöreği de Odunpazarından satın alabilirsiniz. Çöreğin tadı değişik ama ahım şahım bir lezzeti yok. Yerken elinize yağ bulaşıyor. Ama farklı bir lezzeti olduğu için denemenizi tavsiye ederim. Çöreğin tanesi 8 TL.

Haşhaşlı çörek Eskişehir

Haşhaşlı çörek

Bir de Eskişehir’in met helvası var. Futbolun henüz favori olmadığı zamanlarda gençler met oyunu oynarlarmış. Ben küçüklüğümde bu oyunu oynayanları gördüm. Yaklaşık bir karış uzunluğunda ve uçları verev kesilmiş “met” adı verilen bir kısa çubuk ve bu çubuğu vurmak için biraz daha kalın ve uzun bir sopa ile oynanıyor. Sopa ile metin çıkıntılı kısmına vurunca met havalanıyor ve aynı beyzbol oyunundaki gibi sopayla mete vuruyorsunuz. Kurallarını tam bilmiyorum ama babalarımızın, dedelerimizin zamanında bizim oralarda da popülermiş.

Met oyunu takım halinde oynanır ve kaybeden kazanana helva ısmarlarmış. Pişmaniyeye benzer olan bu yöresel helva genellikle met oyununun bir ödülü olduğu için “met helvası” adını almış. En az 100 yıllık bir mazisi var met helvasının. Met şeklinde çubuklar şeklinde yapılıyor ve tadı da pişmaniye gibi. Küçük bir kutusu 8 TL.

Porsuk Çayı’nı görmek ve bir tekne turu yapmak istiyorduk. Bu yüzden sabah yürüdüğümüz yolu geri yürüyerek Hamamyolu’na doğru gittik. Eskişehirde kaldırımlara rampalar yapılmış ve kaldırımlar da gayet düzgün. Bu yüzden bebek arabası ile pek zorlanmadık.

Porsuk Çayı

Porsuk Çayında tekne gezintisi

Porsuk Çayının kenarında bekleyen tekneye bindik. Kişi başı 5 TL ücreti var. Dolunca kalkıyor ve gezinti yaklaşık 12 dakika sürüyor. Porsuk çayını en iyi şekilde temaşa edebilmenin en kısa yolu bu. Gezinti esnasında Porsuk Çayına kurulu sanatsal köprüleri, heykelleri, çayın kenarındaki çimlerde çayı seyredenleri ve yemyeşil çayı görüyorsunuz.

Porsuk Çayını bu şekilde düzenleyenlere teşekkür etmemek mümkün değil. Çay tertemiz ve kefaller yüzüyor. Eskişehir halkı tam anlamıyla buradan istifade edebiliyor.

Eskişehir’de parklarında gayet estetik olduğunu gördüm. Ve sanatsal değeri de var. Mesela Hamamyolu yokuşu temalı bir park var, çocuklar için zıplama yerlerinden tutun değişik oturma yerlerine kadar çok özgün bir proje.

Diğer parklar da gayet bakımlı. Gerçi Mal Hatun’u başörtüsüz hayal etmişler (bu da onların takıntısı) ama sanat ve estetik açısından Eskişehir parkları on numara.

Öğle namazımızı Reşadiye Camiinde kıldık. Burası merkezdeki en büyük Camii sanırım. Eskişehir merkezinde epey cami var. Alaaddin Keykubat’ın 1236 yılında yaptırdığı cami restore edilmiş ve kullanılıyor.

Öğle saatlerinde bebeğin bakımı için yine Odunpazarına döndük ama bu sefer başka bir güzergahı kullanarak. Zaten maksadımız Eskişehir’i dolaşmaktı, bir caddeden gidip öbür caddeden döndük Odunpazarı’na.

Fakat öğle yemeğini Hamamyolunda yemediğimiz için pişman olduğumuzu söyleyebilirim. Çibörek yemeyi kafamıza koymuştuk ve Odunpazarında girdiğimiz lokanta dışarıdan fena gözükmüyordu. Gelen çibörekleri fazla beğenmedim. Daha önce eşim evde yapmıştı ve bundan daha güzeldi. O yüzden Eskişehir’de çibörek ve Tatar mantısı gibi yemekleri Odunpazarında yemeyin. Çünkü Odunpazarındaki diğer lokantalar da vasatı aşacak bir görüntü vermedi bana.

Kızım Sazova Parkı’nı merak ediyordu. Bu yüzden Balmumu Müzesi ve Arkeoloji müzesi gibi mekanlara girmeyerek 11 nolu otobüsle Sazova Parkı’na gittik. İsteyenler 12 TL karşılığında Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesini gezebilir. (Öğrenci ücreti 6 TL)

Sazova Parkı aşırı derecede büyük bir park. İçini dolaşmak çok uzun sürüyor. İçini dolaşmaya mecali olmayanlar için ücretsiz tren var parkın içinde. Fakat çok kalabalık oluyor. Masal köşkü galiba en favori yer. Gelenlerin çoğu buraya uğruyor. Miniatürk benzeri bir yer var. Bilimle ilgili bir yer, Gemi şeklindeki bir yer, uzayla ilgili bir yer, hayvanat bahçesi, sualtı merkezi gibi yerler var.

Ankara ve İzmirdeki hayvanat bahçelerini görenler için buradaki hayvanat bahçesi basit kalacaktır. Aynı şekilde İstanbul’daki akvaryum ve Miniatürkü görenler için burası basit kaçacaktır. Bununla birlikte park muazzam büyüklükte bir park ve gayet bakımlı.

Sazova Parkında da biraz vakit geçirince tren garına döndük ve 18:00’deki trene bindik.

Bu yazı 1149 kere okundu.
  • Site Yorum

Bir adet yorum var.

  1. irfan Eflani dedi ki:

    Eskişehire günübirlik gidecekler için faydalı bir yazı olmuş. Ama fotoğraflar biraz yetersiz bence.

Bir yorum bırak

YAZAR HAKKINDA