Didim Apollon tapınağı giriş ücreti

Paylaş
 

Aydın’ın Didim İlçesi sadece deniz-kum-güneş ekseninde değil, tarihi değerleri ile de yerli ve yabancı turistleri kendine çekmektedir. Didim çevresinde gezilebilecek birkaç tane tarihi mekan olmakla birlikte bunlardan Didim’e en yakını Apollon tapınağıdır.

Her ne kadar tapınaktan günümüze fazla bir şey kalmamış olsa da (Depremlerde yıkılma ve taşlarının Hristiyanlığın ilk dönemlerinde kilise inşaatlarında kullanılması nedeniyle) yüzyıllar boyunca üstlendiği misyon nedeniyle tapınak kalıntıları ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.

Apollon Tapınağı nerede, nasıl gidilir ?

Apollon tapınağı Didim ilçe merkezinden 1,5-2 kilometre uzaklıktadır (kuzeye doğru). Bu yol özel aracınızla 4-5 dakika sürmektedir. Aracınız yoksa Didim veya Altınkumdan geçen minibüslere binerek (3,5 TL ücreti var) buraya ulaşabilirsiniz.

Apollon Tapınağı nerede nasıl gidilir

Didim Apollon Tapınağı giriş ücreti ne kadar ?

18 yaş altı çocuk ve gençler için giriş ücretsiz, diğerleri için müze kartınız yok ise 18 TL’dir. Müze kart almak isterseniz öğrenci/öğretmen için fiyatı 30 TL, diğer kimseler için 70 TL’dir.

Apollon Tapınağında ne göreceksiniz ?

Tapınağın hali hazır durumunu bu yazımdaki fotoğraf gayet iyi şekilde anlatmaktadır. Apollon Tapınağı olarak göreceğiniz şey, tapınağın temeli ve kırılmış sütunların yanı sıra bolca taş enkazıdır. Ayrıca birkaç tane heykel ve kabartma göreceksiniz.

18 TL vermeyip dışarıdan baksanız da tapınağı görebilirsiniz. Fakat içeri girip tarih kokan sütunlara dokunmanın hissi tarif edilemez…

Çünkü tapınağın temellerinde gezindikçe, tarihin ve sanatçıların bıraktıkları izlere rastladıkça geçmiş zamanları hayalinizde canlandırmaya çalışacaksınız. Tapınak alanında insanlara bilgi veren bir rehber olsaydı ne güzel olurdu…

Tapınak enkazı  yaklaşık 100 metre boyunda 50 metre eninde bir alanı kaplamakta olup sütunların ve merdivenlerin devasa boyutlarını ancak yakınına gidince algılayabilirsiniz.

Tapınağın etrafında oturup bir şeyler yiyip içebileceğiniz güzel mekanlar vardır. Ayrıca kiliseden çevrilme tarihi bir cami bulunmaktadır.

Tapınağın çok yakınında ücretsiz ziyaret edilen bir mübadele müzesi bulunmaktadır. Eski zaman hayatını ve mübadeleyi anlatan bu yeri gezmenizi tavsiye ederim.

Tapınağı çevreleyen duvarlara kendini bilmez vatandaşlarımız sprey boyalarla yazılar yazmışlar, bu da dikkatinizi çekecektir. Keşke kişi başı 18 TL alan yönetim bu çirkin yazıları yazdırmamayı veya yazılanları temizletmeyi akıl edebilseydi…

Apollon kimdir ?

Tapınak sözde Yunan (İon) tanrılarından Apollon adına yapılmıştır. Apollon sözde Yunan baş tanrısı Zeus ile Leto’nun oğludur. İkiz kız kardeşinin adı Artemis’tir. Bu nedenle Apollon tapınağı Efes’teki Artemis tapınağının mimari ikizidir.

Sözde tanrı  Apollon’a kötülükten koruma, geleceği görme (kehanet), müzik ve sanat güçleri atfedilmiştir.

Apollon Tapınağının hikayesi

Efsaneye göre Didim civarında çobanlık yapan Brankos adlı birine Apollon insan kılığında görünür ve çoban gayet iyi misafirperverlik yapar. Apollon da jest olsun diye kehanet bilgisini bu çobana öğretir. Çoban Brankos bu bilgiyi değerlendirmek için tapınak inşaasına girişir…

Brankos ve daha sonra onun soyundan gelenler (Brankidler olarak bilinir) yüzyıllarca Apollon tapınağının yöneticiliğine yaparlar. Kutsal yolun kenarlarına sülalenin ileri gelenlerinin heykellerini dikerler.

Apollon tapınağı Milet (Miletos) şehrinin tapınağı olup ve İon şehir devletlerinin güçlü olduğu MÖ 8. yüzyılda yapılmıştır. Tapınak ve civarı kutsal alan olarak görülmüştür.

Perslerin civar şehirleri işgal ettiği döneme kadar (M.Ö 494 yılında Lade Deniz savaşından sonra burası Perslerce yağmalanmıştır) burası bir çok önemli bir “kehanet merkezi” olarak faaliyet göstermiştir.

Büyük İskender’in buraları Persler’den geri almasıyla Yeniden eski işlevine dönse de eski ihtişamlı gönlerine dönüşü mümkün olmamıştır. Hristiyanlığın bu topraklarda yayılmasıyla da fonksiyonunu yitirmiş, tapınaktan götürülen taşlar başka binalarda kullanılmıştır. Ve depremler sonucunda da şu an gördüğünüz hali almıştır.

Apollon Tapınağının işlevi

Şimdilerde Apollon tapınağı olarak gördüğünüz yer bir şehir değil Milet şehrinin ibadet mekanıydı. Eski Yunanlıların mitolojik dinleri ve ibadet biçimleri ile semavi dinler arasında hiçbir benzerlik bulunmamaktadır.

Daha doğrusu Yunan mitolojisinde pek bir mistik yön olmayıp eski Yunan dini daha çok dünya hayatını düzenleme ve yöneticilerin iktidarlarını güçlendirmeye yönelikti.

Apollon Tapınağı’na insanlar bazı konular için soru sormaya gelir ve yanlarında getirdiği hediyeyi tapınağa sunarlardı.

Uzak yerlerden veya Miletos şehrinden Apollon tapınağına gelecek ile ilgili soru sormak isteyenler hediye babında bir şeyler sunarlar ve bir süre sonra cevaplarını alırlardı. Fakat bu işlemin bir prosedürü vardı.

Miletos (Milet) şehri ile Apollon arasındaki 16,5 kilometrelik yol “kutsal yol” olarak bilinmektedir. Apollon tapınağına gelip soru sormak için bu kutsal yola girmesi, bu civardan bir hediye satın alması, hediye sunduktan sonra da cevabını alana kadar civarda konaklaması gerekiyordu.

Bu sürecin tapınak rahipleri ve civarında yaşayan ahali için ciddi gelir kaynağı olduğunu söylemek mümkündür.

Bu noktada insanların fal baktırmak için uzak yerlerden ta buraya gelip, çıkıp çıkmayacağı belli olmayan bir kehanet için masrafa girmesini anlamsız bulabilirsiniz. Ve genellikle de kehanet sorunların çoğunun şehir kralları, ordu komutanları veya bulunduğu yerlerde önemli bir konumu olan kişiler olduğunu öğrenince şaşırabilirsiniz.

Fakat meselenin başka bir yönü bulunmaktadır.  Eski Yunan Medeniyetinde tapınaklar hem bir okul, hem bir yetim-yoksul doyurma yeri, hem bir resmi tören alanı idi. Filozof ve düşünürlerin mekanıydı. Dolayısıyla buraya kehanet sormaya gelen bir kral, ticaret, sanat, ekonomi, halkın sosyal durumu, civar ülkelerde gelişen trendler hakkında bilgi sahibi olan ve neredeyse tüm zamanını düşünmeye ayırmış bilge kişilerin meclisinden akıl alıyordu.

Dolayısıyla Apollon Tapınağı gibi yerler günümüz Amerikasında bulunan düşünce kuruluşları, strateji merkezleri (Pentegon gibi) ve araştırma şirketleri gibi rol üstlenmekte ve devlet yöneticileri ihtiyaç duydukça buralara gelir fikir alırlardı.

Gerçi tapınaktan verilen cevaplar “kehanet” formatında ve ucu açık şekilde olmaktaydı. Mesela Lidya Kralı Kroisos Delfi’deki Apollon tapınağına Perslerle savaşırsa durumun ne olacağını sorunca “Büyük bir devlet yıkılacak” şeklinde cevap almıştır.

Savaş sonunda hakikaten de savaşan iki devletten biri yıkılmış ama yıkılan Pers İmparatorluğu değil Lidya Kralı Kroisos’unki olmuştur.

Bu yazı 305 kere okundu.
  • Site Yorum

Bir yorum bırak

YAZAR HAKKINDA